Aşk, gözlerde şimşeklerin çakmasıyla başlar insanda,
Can damarından daha yakın olur sana,
Anlayamazsın...
Onsuz iken yutkunamazsın, nefes alamazsın,
Yaşayamazsın..
Onu görünce titreme nöbetleri sarar vücudunu,
Ne hayatından çıkarabilirsin onu, ne rüyalarından,
Senin bir parçan olmuştur artık,
O gözlere şimşekleri çakan…
Hep yanında olmasını istersin, ayrı kalmak ölüm gibi gelir sana,
Yanındayken gözlerini kırpmadan onu izlersin,
Gözlerini kırpmazsın,
Çünkü o kısacak an zor gelir sana,
Bir göz kırpmalık an bile görmeden edemezsin onu,
Göz kırpmaya dahi tahammül edemezsin kısacası,
Bakarsın seni etkileyen o iki çift yıldıza,
Ve o iki yıldızda kaybolur gidersin uzaklara,
Nereye gittiğin önemli değildir senin için,
Nede olsa yanındadır ve tadını çıkarmaya bakarsın o anın,
Dünyanın en mutlu insanısındır o zaman,
Bulutlar üstündesin, bulutlardasın…
Aşk, gözlerin gözlerde boğulmasıdır okyanus misali,
Bana bir şey olmaz der, açılırsın enginlere hiç korkmadan,
Ama orada çıkan fırtınadan kurtulan olmamıştır hiçbir zaman,
Gözlere dalıp geri gelen olmamıştır,
Çıkamamıştır oradan,
Kanının son damlasına kadar savaşsan bile,
Kaybedersin o savaşı,
Bu hep böyle olmuştur ve böylede olmaya devam edecek,
İnsanın bile bile ölüme gitmesi gibi bir şeydir,
Karanlıktır, bilmiyorsundur yolu,
Ama o gözler uğruna gidersin,
Gözler, okyanusa çekiyordur seni,
Ölüme çekiyordur,
Sende hiç düşünmeden gidersin…
Nereden mi biliyorum tüm bunları?
Çünkü bende giderdim,
Hiç düşünmeden giderdim hem de,
Gittim de zaten,
O yüzden yaşayan bir ölüden farksızım şimdi…
Gittim ya,
O yüzden yaşayan bir ölüden farksızım şimdi…
Farksızım…