AŞK Bunca gün, bunca gece;
Görmeyi seni böyle dalından kırılgan,
Böyle uzağımdayken yakın,
Nasıl öderim hakkını, neyle öderim?
Uyandı kalbim
aşkın kanına susamış...
İlkbaharda insandan koruların,
Çıkıyor tilkiler inlerinden
Çiylerini içiyor yalancı çiçekler,
Ve ben gidiyorum ellerinle yapraklarda
Çamlar ve sessizlik arasında,
Sorarak kendime ne zaman
Nasıl ödeyeceğim şu bahtımı?
Bütün gördüklerim işittiklerim içinde,
Yalnız sensin hep görmek istediğim
Dokunduğum her şey nesnede
Senin tenindir yüreğimle dokunmak istediğim:
Seviyorum senin gamzeli kahkahanı
Seyretmeye doyamıyorum seni, uykudaki görüntünden...
Ne yapmalıyım, sevgilim?
Bilmiyorum nasıl sever b
aşkaları
Eskiden insanlar nasıl severlerdi,
Yaşıyorum, bakarak, severek seni,
Ben seni böyle seviyorum...
Aşk gönlümün tabiatıdır benim...
Her sensizliğin ikindisinden sonra;
Varlığınla akşamları daha da hoşuma gidiyorsun.
Nerde o?
Kaybolduğunda kapalı kör gözlerin...
Ne kadar geç kaldı kavuşmamıza ellerimiz!
Düşünüp, yaralanarak inciniyorum,
Yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum
Kendine geliyorsun sen,
Bir esintisin
aşkın ağacından uçan...
Bu yüzden böyle seviyorum seni,
Sadece bu yüzden değil;
O kadar neden var ki,
O kadar az ve çoksun ben de işte!
Böyle olmalı ben de
aşk;
Sevdanla kuşatan , genel anlamda olan
Özgün ve müthiş,
Bayraklarla donatılmış vatanımın gökyüzü;
Yıldızlar gibi çiçek açan,
Bir
aşk kadar ölçüsüz...
Figen ANAR