Aşk-ı püryan, gül-ü hicran.
Aşkın adına seyyah oldu viran.
Leyli can, ömre yazılı divan.
Kasvetin hicranında hüküm buldu destan.
Gül ile sümbül, bir bedende vücut bulmuş.
Kehribar sarısı saçlar deli gönle tutunmuş.
Mor dağlardan kopup gelen ceylan bakışa bu can vurulmuş.
Asalet toprağından hamuru yoğrulmuş.
Laldir dili, söylemez gönlü.
Uçuşan
aşkın suskun bülbülü.
Ulu dağlarda açan yamaç gülü.
Sönmüş kalbin yalnız külü.
Kadim asrın dilinde bir bilmece.
Çözülmez kördüğüm bir hece.
Şah-ı ikliminde bir mihrace.
Sultan ki eşsiz bir gülce.
Derdin dermanı, gönlün sultanı.
Har eyledin canı.
Nar eyledin cananı.
Hasret eyledin vuslat sız geçen her anı.
İkbalimde ki kör intizar,
Gönlümde ki son bahar,
Ruhuma dolanan nar,
Can neylesin sensiz bahar.
Yak beni, külümü savur göklere.
Sal beni hasret olduğum menzillere.
Güzelliğin vursun kederli gözlere.
Can ersin senli günlere.
Ah ki ah canım yandı.
Serkeşler arasında adım anıldı.
Miskinlerin dergâhında namım yayılı.
Seni sevdiğimden bugüne akıl benden ayrıldı.
Ben yok oldum sende.
Senin gözlerin bende.
Benim özüm sende.
Beni benden alan sen nerde.
Bedbahtlık var perişanlık var.
Sensiz divanelik var.
Senden öte yokluk var.
Sensizlikte sonsuz bir ölüm var.