Varlığının yanında, gönlüme uzakken gam,
Yokluğunda sarsıldı, dilime düşen duam...
Sen vardın, yüreğimden çağlayanlar akardı,
Hem alevdi hem yağmur ruhuma dolan
aşkın.
Gözlerin gözlerime usul usul bakardı,
Benliğime işlerdi, gülüşün akın akın.
Gözlerin yüreğime dolanmış bir kördüğüm,
Ne kadar bağlanırsam, ben o kadar özgürdüm.
Dudağında beliren içten bir gülüştü
aşk,
Islak kirpiklerime busen mendil olurdu.
Gökyüzünden elime dökülen bir düştü
aşk,
Ne zaman yağsa yağmur avucumu bulurdu.
Gülerdin, buse buse çiçeklenirdi yüzün,
Bir tebessüm yeterdi gönlümü soğutmaya.
Gecelerin mehtabı, güneşiydin gündüzün,
Edalı bir bakışın, ışık olurdu aya.
Kalbimdeki ateşin, öz vatanı gözlerin,
Yakardı yüreğimi yakardı derin derin.
Kırılgan bir serçenin gözyaşlarındaydı
aşk,
Ne zaman seni ansam yağardı yüreğime.
Gözlerinde saklanan ıssız bir adaydı
aşk,
Hesap sormadan gelir sığardı yüreğime.
Gelirdin, bahar bahar açardı kalbimde gül,
Mutluluk diyarına, yol alırdı bedenim.
Ne zaman sen konuşsan sanki öterdi bülbül,
Sanırdım gökyüzünün bir tek sahibi benim.
Yüreğine sığardım, bir dem özgürlük için,
Umuduma sürgünken kanatsız bir güvercin.
Gözlerinden başlayan sessiz fırtınaydı
aşk,
Ne zaman ben ağlasam feryat figan eserdi.
Cennetten kopup gelen elinde kınaydı
aşk,
Tutup saracak olsam ellerimi keserdi.
Olduğunca mutluyduk, hayallerimiz vardı,
Bir dakika asırdı, ayrı kaldığımız an.
Sevda nehri çağlayıp gönlümüze akardı,
Anlamazdık bir türlü, nasıl geçerdi zaman?
Varlığının yanında, gönlüme uzakken gam,
Yokluğunda sarsıldı dilime düşen duam.
Sessizce göğe bakan gönlün elemiydi
aşk,
Gözümü açtığımda dokunurdu arşıma.
Yorulmuş bir şairin kırık kalemiydi
aşk,
Ne zaman el uzatsam değerdi gözyaşıma.
Anladım aramakla bulunmazmış benzerin,
Sevdanın sonsuzluğu gözlerinde saklıymış.
Ruhumun nedeniymiş hayatımdaki yerin,
Aşk sonsuza ermektir, diyen gönlüm haklıymış.
Sonsuzluğu gösteren göğün kumsalıydı
aşk.
Bitmesiyle başlayan ‘an'ın masalıydı
aşk...