AŞKEy bin mana’ya gelen müstesna
aşk,
Nasıl olur maddede suret bulamaz,
Yer tutamaz?
Nasıl olur felsefe b
aşka söyler?
Tasavvuf b
aşka zikreder seni.
Nasıl olur Kays’ı Mecnun eylerken?
Çölde arar Kerem seni.
Ferhat’a düş, Yusuf’a zindan olur!
Ey zenginliğinden herkesi fakir düşüren
aşk,
Fakiri zengin eden,
Korkağı kahraman
Kahramanı bir korkak!
Nasıl olur bedelin olmaz?
Nasıl olur müstesna olursun?
Müstesnayken bile dillere destan olursun.
Her dilde
Aşk,
Aşk,
Aşk diye dolaşırken,
Yakarsın yürekleri güneş bile kül kalır?
Hangi ordu senden daha güçlü?
Sen serde sancı yürekte acı!
Bazen bir taş gibi, bazen buzdan da soğuk.
Bazen özlem olursun anlamsız,
Bazen dağda bir çoban iken,
Bazen bilge olursun.
Yine de tüt-i tüt-i tütersin yüreklerde!
Dokunan yanar sende!
Ey hüsn-ü şanına kurban olduğum
aşk;
Ne sırdır sende gizli,
Ne efsundur görmediğim?
Bazen vermek istersin her şeyi,
Bazen vermek istediklerini az!
Bazen dilde beddua,
Bazen de kocaman niyaz.
Bazen Hacı Bektaşı Veli gibi,
Yanarsın bir hiçlikte!
Ey
aşk sen koca bir hiçsin artık!
Bazen yiğit gönülde vatan,
Bazen anaların ak teli,
Ak sütü gibi temiz.
İsyandayken biz
aşka
Artık yak sineleri.
Ve de şairleri.
Yandıkça kaba dilleri,
Düşür şiire dizeleri,
Şairde halvet olsun.
Cümleler
aşk ile endam bulsun.
Bazen genç kızın nakışında,
İlmik ilmik işlensin.
Bazen şirin düşünde,
Bin dilek gülüşünde.
Dileği hasıl olur.
Süslenir hergün biraz,
Süslenir sevgiliye,
Nihayet vuslat anı!
Uzanır musallaya!..
Okunur ezan selâh,
Yollanır bir hiçliğe.
Umutları hediye...
Hüma Efkan.