Uzaklardan keman sesi geliyor; ince, tiz, yanık
Bir şarkının nağmelerini emiyor içimde aç kalmış çocuk
Çığlıklar yükseliyor göğe
Yıldızları indirsem yere kah kahalarla güleceksin.
Oysa, bulutlar çırpındıkça taş topluyor yüreğim
Eyvah ! Habeş'in orduları göründü ufukta
Akdeniz, fillerin ayak sesleriyle titriyor.
Sevdalar kusuyorum; köpük köpük sevdalar
Nefesim dağ ayazı; soludukça memleket
Soludukça sen de üşüyorum
Sana savrulup gideceğim biliyorum
Ebabiller
aşka kanat çırpar derler
Gülüşü yitik gökyüzünde
Ay'ın gözleri kör, beni saklıyor çılgın düşlerimden
Ah güneşi bir görsem !
Ölmeden şeytanın kucağında
Kızıl saçlı meleklere...
Hoşçakal !
Hor bakma vakitsiz ölümlere
Aşk diyor körpe yanım,
aşk !
Aşk,sen başaklara can veren damla kadar kutsalsın
Doruklarda..en doruklarda pervasız
ve yarınsız yaşamalısın...
Ebabiller geçiyor başımın üstünden
Yan yana, yana yana
yangın bulutlarından kaçarken
Firari en deli
aşktın sen
Bir mavzer tetiği gibi
göğsüme düşerken ...
Gidiyorum, adsız dünyaların yolu çıkmaz düşlerine
İncinme
Ben bazı geceler mezar taşlarıma mahşer ateşleri yakarım
Gıkım çıkmaz, yanarım ki hey hat..!
Ah ! Bugün benim için bir kez ağla
Ağla ki mavi yağmurlar düşsün avucuma
Nasıl olsa yarın
Sen de ebabil kanatlarına sarılıp
Kendini sevda yangınlarına bırakacaksın
.................
(Seçki kuruluna teşekkür ederim.O kadar güzel şiir arasında şiirim seçkiyi hak etti mi bilmiyorum.. Çünkü şiir yazmayı bir türlü öğrenemedim :)) Yine de şiirimi yorumlayan dostlara yürek dolusu sevgi ve saygılarımı iletmekten onur duyarım)
.