Aşk konuşabilseydi keşke
bin suskun kanarya
boğazımda...
Dinlemektedir ş
aşkın mırıltıları
Üzüntülü bir gecenin kalbidir
Duruşları pervaz, gözbebekleri ışık.
Aşk konuşabilseydi keşke
şu kimsesiz dağların can'ı
yamacı...
Donakalmışız davetliler önünde,
büyülü değneğiyle
canlanıyordu ziyafet,i ihtişam içinde...
Rengini resme dökemez kimse senin
öylesine özgür öylesine tatlısın ki
havada, güneşte, yabangülünde.
Aşk konuşabilseydi keşke
derin uçurumları ile
sivri tepelerinin?
Hayatı pahasına bir gecemi benim
kim yazar, çizer
kim okurdu şiirlerimi benim...
**************
Sustu ve korku sardı herkesi
yürekler burkuldu şehvetle
Ölüm odasıdır çağıran onları artık!
O zaman dile gelir
aşkve küçümseyen bakışlarını ağır ağır
Hayranlarının üstünde dolaştırmaktadır.
Birden bir insanın çıkışıyla yarıldı kalabalık
ruhun çıkışıydı bedenden
dona kalmış davetliler önünde...
Sonra
Aşk dedi
/ant içerim ey zevklerin anası
susuyorum.../
Arzularıma hükmedenleri ben
tatlı ihtiraslarımla doyurup
aç bırakacağım..
Özlem düşürüp gönüle
misilsiz bir rehavetle onları yoracağım!
Şimdi örtüldü insanlar
baygın örtülerle...
korktuk!
Unuttuk gönlü çeken mucizeleri
Kızıl sabah ışıklarını
ışıldayan altın gözleri.
Selam'ı unutup
eyvallah çektik
aşk'a
Susmasına şükür ettik...
"
AŞK ÜŞÜR,
AŞK ÜŞÜTÜR,
AŞK ÜŞÜTÜK..:) "