Gizlemek kolay değil, aşikâr yara sızım
Yıllardır bomboş kalan elim ele veriyor...
Geçen yıllar, ay değil! Desem de yarasızım
Gözlerimden boşalan selim ele veriyor.
Farz edin belli değil içimde sakladığım
Boş kalan sol yanımı umutla yokladığım
Ses çıkarmasa dahi, nefsim, hep hakladığım
Yâr diye kokladığım gülüm ele veriyor.
Olsa da her ah'ında pişmanlıktan bir nişan
Ayağa kalkamıyor
aşkın oduna düşen
Gurura esir çehrem görünse de hergün şen
Melül mahzûn perişan hâlim ele veriyor.
Hani, mübah deseler bir kerecik bir yalan
Desem ki "geldi geçti, gönlüm olmadı talan
Bir hicrân acısıydı, gün geçtikçe azalan"
Ağlamamdan haz alan zâlim ele veriyor.
Ne mehtaplı gecem var, ne güneşli gündüzüm
Son nefese zimmetli bulduğum en son çözüm
Hilâf-i hakikate boyun eğse de sözüm
İçinde harlı közüm; külüm ele veriyor.
Sebebi sevdâ ise ayrılık büyük çile
Nice Mecnun'lar yanmış, destan olmuşlar dile
Kimse duymasın diye dağ, tepe aşsan bile
Aşk sır tutmaz, nafile; ölüm ele veriyor.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 12.11.2014