Zehirli sarmaşıklar gibi sarıyor beni, öfkenin çakır dikeni!
Şiirime, vahşi kuşlar konuyor!
Kırılmışlığın kılıcı kınından çıktı!
İçimde savaş çığlıkları susmuyor.
Bir jilet izisin artık…
Başarısız bir intihardan geriye kalan!
Akma kollarımda öyle su gibi…
Kırk tas suda arınmaz sevdam!
Dudaklarından öpemem,
Dudakların artık bana haram.
Bekleme; Eskisi gibi bakmam, bakamam gözlerinin içine!
Üzülme, üzmem seni,
Sakınırım, incitmekten, kırmaktan!
Bekleme; Eskisi gibi akmam, akamam saçlarının denizine.
Nehirlerim çamur balçık artık…
Pişmanlık akıyor derelerimden!
Sana susuzluğumu, kör çeşmelere asıyorum!
Duygularım vurgun yedi!
Bütün acılarıma tuz basıyorum!
Aşk ağır yaralı…
Kanadından vuruldu barış güvercinleri!
Aşk; Tedavülden kalktı…
Bir talan mevsiminde kayboldu, sevginin sihirli elleri.
İki farklı mevsimin, iki farklı günüyüz artık
Rüzgarımız farklı, yağmurumuz farklı…
Sende çiçeğe durmuş bir tomurcuk neşesi,
Bende zemheri vurmuş acı kök tadı…
Dokunulması yasak elmasın, tadı hep içimde saklı.
Her nehir denize kavuşmaz…
Her kurşun onikiden vurmazmış meğer…
Ben o rüyadan artık uyandım!
Herkes aynı sever, herkes aynı yanar sandım.
Hiçbir acıya eyvallah etmeyen ben!
Kahretsin…!
Bir senin acınla, yıkıldım kaldım…