Yorgun
aşk akşamlarımda dalardım mehtaba
Rüzgarla paylaşırken yarım sigaramı duman olurdu her yanım
Közündeki ateş düşerken yüreğime yel sen kokardı
Ciğeri yanık buruk hatıralara...
Pusu kurmuş gecelere ortak olurdu hazin şarkılar
Boynu bükük yanağıma yaslanan keman olurdun sesinse mi teli
Gelir mi diye sorduğum ince bir telin notasına karışırdın
Matemindeki besteler güz dökümü notalara karışırdı
Benim sol anahtarımsa her zamanki gibi içine dönük kıvrımlarında kalırdı
Aklın kayıplığındaki yitik bir
aşkın ayak izleriniz izlerken
Bir yanım boşluğundaki uçurumlarda intiharında
Uykunun haram kılındığı gecelerde sabah IŞIK oruçlarındaydım
Ve döndüğüm her yön gündönümü ayciceklere dönerdi
Şimdilerde toprağa çizdiğim harflere gönül teri döküyorum
Kurumuş kısır topraklarda senli çınarlar yetiştirmek için
Düşerken gözlerimden bir damla pigmentler ayrılıyordu biz gibi
Köprüsünü kurmuş gökkuşağının tüm renkleri biz olurken
Sonbahar kırlangıcları ayrılık söylerken altımızdan geciyordu gizlice...
ve işte o vakit ben kendimden geçiyordum....