Yalınız sevgilim
Bir harfin ihaneti sonucu yalnız
Güneşe kaldırıp son kadehi
Bir yudumda içebilmek için şu hazin ömrü
Gözlerimi kapıyorum
Aşk yasağım
Sebepsiz bir hüznün vurdumduymazlığı
Bak sevgilim
Bir adımda bin nefes yakınına uzanıyorum...
Boş bir tualde doymayı bekleyen düşlere inat
Bin fırçanın ucunda
aşk alacalı
Bir söz etsen rüzgâr olur saçlarımı havalandırır
Lâl olsa dilin şu beden ölmeden toprağa sığınır...
Sessizliğinin kuytusunda
Ayrılıklara gebedir anılar
Ve
Harcadığım her an eylemlerinde tutsaktır...
Bilmediğim kelimeler dökülüyor dudaklarından
Bir b
aşka lûgat misali ayrılık
Döndükçe rüzgâr çehreden yöne
Hüzün çarpıyor yanağıma
Bu gece de üzgün İstanbul
Şehrin rengi ardından akıyor
Ayak izlerinde bir gökkuşağı can veriyor...
Zaman kavramını uykusuz bir gecede tüketiyor içtiğim sigara
Dumanında anlık tebessümler
Kurduğum hayallerin eteğinde bir ufak umut
Yarına dair korkmuş
Yarına dair solmuş...
Aşk benliğin dibine vurmuş bir cümle öbeği
Yüreğin çeperlerinde sesi kesilmiş bebek
Ağlıyor ...
Değerini bilmeden akıttığı yaşların
Bir ırmak gibi hayat veriyor yanağındaki kuraklığa
Ve Gözler sevdiğine inat
Tavaf ediyor bedenleri...
Saruhan Osmanoğlu
S.C