-I-
mürekkep kanar
uzun bir masal başlar
/soluksuz...
firar-i militandır sevdalar
esaret bedeli göze alınacak
koyların limanında
demir atmakta...
gecenin elleri çoğu zaman kadındır
yıldızları süpürürken gökten
ve erkeğin kalbi şimal yıldızı gibidir
yönünden sapmayan
mavi gözleriyle
şiir yazan kadının draması vardır sevdada
yanarken yürekleri
aşkın narından, harından
yanarken gözleri
özlem içinde yârından
sızılı ırmak gibidir zaman
önüne bizleri katan
bir kirpiğin eğiminde çağlayan
yüreğimize menderesler bırakan...
-II-
yorgun cuma akşamıydı
nasıl anlatsam bilir misiniz
dökülmüş eteklerime kasımın telaşlı mavisi
ve gözlerinizi su gibi içmiştim gördüğüm vakit
siz sessizce oturuyordunuz köşenizde
bilin ki şimdi bu duygular içimde
saklı kalemi içten fethetti
bilin ki şimdi
(c)isimsiz/im
...
günler telaşlı koşuyordu aralığa
omuzlarımda safran rengi çeyizlerim eskiyordu
odamda elma kokusu hafif ekşi, ciğerlerime işliyordu
ve resmin nabzımı bir saat gibi kenara koyuyordu
yaşıyordum s/izsiz
takvimin yırtık köşelerinde
yeditepe vuslat yakıyor
aralığa giderken kasım gözlerimde ağırıyor
bilin ki sessiz/im
yırtılan günlerin arifesinde
katık/sızım
sana gelirim diye
ya da sen gelirsin diye
şiirler yazıyor
mavi gözlerimle
bel ki yırtık
aşk ayetleri
ebruli...