yorgun cuma akşamıydı
nasıl anlatsam bilir misiniz
dökülmüş eteklerime ocağın telaşlı mavisi
ve gözlerinizi su gibi içmiştim gördüğüm vakit
siz sessizce oturuyordunuz köşenizde
bilin ki şimdi bu duygular içimde
saklı kalemi içten fethetti
bilin ki şimdi
(c)isimsiz/im
...
günler telaşlı koşuyordu şubata
omuzlarımda safran rengi çeyizlerim eskiyordu
odamda elma kokusu hafif ekşi, ciğerlerime işliyordu
ve resmin nabzımı bir saat gibi kenara koyuyordu
yaşıyordum sizsiz
takvimin yırtık köşelerinde
yeditepeki vuslat yakıyor
şubata giderken ocak gözlerimde ağırıyor
bilin ki sessiz/im
yırtılan günlerin arifesinde
katık/sızım
sana gelirim diye
ya da sen gelirsin diye
şiirler yazıyor
mavi gözlerimle
bel ki yırtık
aşk ayetleri
ebruli...