Ne
aşk'ı,ne meşk'i
Ben bir çiçeği anlatırken de
Sevgili gibi anlatırım...
Aç büyüdüm
Aç yaşadım ondan olsa gerek...
Duygu sömürüsünden
Nefret ettiğim kadar,
Hayat'ı sevdim
Ve..hayat'ın
Pişirip,pişirip önüme koyduklarını
Severek yedim baklava niyetine
Yemesem de/yedim
Kaymaklı/kusmuklu/fıstıklı
Aç kalmamak için
Orman kanunu gibi...
Ne
aşk'ı ne meşk'i
Sevmeler ülkeyi terk etmişken
Ben kimim ki ne haddime
Ben "sevme" kelimesini
Ben sevebilme ihtimâlimi
Ben hep umudu seçtim,sevdim...
Sevmeler beni sevmedikçe
Ben inadına seveceğim dedim
İnadına
aşk dizeleri
İnadına çocukluğumu
İnadına babam'ın omuzunda ağlayacağım
Baba'm ölse de ben inadına yaşatacağım dedim...
Dünya inat ediyor
Gerçekleri anlamamakta
Özgürlük çalındıysa
Kâlem'im özgür hâlâ
Silgi, hüküm kimin elinde
Cebi dolu olanlarda mı
Boşverdim onlarıda
Çaldıkları zulalarıyla dursunlar oynaya...
Kuşların kanadına takılacağım
Uçurtmalarım tel örgülere takılmadı
Beyaz kurdelalarım saçımda
Büyümeyi de,büyütmeyi de
Çocukluğumuda,çocuklarıda
Siyaseti,ekonomiyi,dini,
aşk'ı
Herşeyi de iyi bilirim...
Acıyı,cezaevini,tutukluyu bekleyeni
Asker yolu gözlemeyi
Şehitlerimizi, kanla yıkanmış gömlekleri
Tutku'yu,acıları kahkahalarla sulamayı
Açlığı,susuzluğu,orucu
Ağlamayı da bilirim...
Mum ışığında yemeyi,içmeyi
Vals'i,tango'yu,romen'i,köçeği
Efe'yi,yörüğü,kan davasını,kırklar kapısını
Hepsini de bilirim/çünkü
aşk benim...
ayşe yayman