Hangi bahçenin bülbülüsün öyle
Söyler dillerin de şeydaya benzer
Kırılmış kanadın eğilmiş boynun
Ummana düşmüş sevdaya benzer
Muhannet mi vurdu yüreğin delik
Söyle seni yıkar mı olsa da melik
Aşkın zırhını da çekmişsin çelik
Tunçta olsa yanar Kerem’e benzer
Keder etme gülüne kurur dal olur
Çağlayan dillerin de susar lal olur
Vurur hasret ayrılık yağar kar olur
Habersiz kurulan da tufana benzer
Gider deli gönül gider diyar elinden
Düşer peşine gelir hint den yemenden
Bağdadın gülünden sahra çölünden
Deryaya dökülmüş bir sele benzer
Adını sayıkla
aşkın yansın bağırsın
Odur inan gönülde çalan saltanatın
Gül zeval edince düşmez ki tahtın
Has bahçen de açan eyşana benzer
Feriha da derki
aşkın adı zahmeti
Sevdalı bulmuş kendinde kerameti
Hangi aşık görmüş ömründe kereveti
Eşekten düşmüş de ş
aşkına benzer