Aşk, bir bakışla başlar; göz görür, kalp vurulur
Takvimler sıfırlanır, yeni dünya kurulur.
Cem olur bütün tonlar, tek bir renge bürünür
Göz her nereye baksa, hep tozpembe görünür.
Sırça köşkler yapılır gönüllerde eceye
Yıldızlar yorgan olur, her mehtaplı geceye.
Olmayacak vaadler özenle sıralanır
Yârin gönül kapısı gizlice aralanır.
Aşka düşen, elbette, mutlu olur, haz alır
Vuslat vakî olunca,
aşk gün be gün azalır.
Şimşek hızıyla geçer, canım cicim ayları
Birgün ansızın çöker, sevdanın sarayları.
Sonunda kalpte kalan bir
aşkın posasıdır
Kabulü zor bu gerçek, hayatın yasasıdır.
"Köprüden geçene dek..." diye başlayan sözler,
"Yok canım, yanılmışsın..." diyen birini özler.
Kurulan her ham hayal, hüsrana bir davettir
Her hüsranın meyvesi, acı ve nedâmettir.
"Aşık olmak" olsa da her kulun fıtratında
Ölümsüz denen bir
AŞK, yoktur hattızatında.
Ne, Leylâ ile Mecnûn, ne, Kerem ile Aslı
Hepsi hayal ürünü; yok hiç birinin aslı.
Ne Ferhat kazma kürek koca bir dağı aştı
Ne Şirin için mevsim her dem zemherî, kıştı
Ne yarayı kanatmak, ne de üzmekti gâye
Farzedin ki yazdığım, bir masal, bir hikâye.
Sevgi, güven, sadakat; güvencesi her evin
AŞK bir masal olsa da, birbirinizi sevin!
***
Soydum, sıyırdım tek tek, hakikatten yalanı
Anladım ki ebedî, ilâhi
aşk olanı!
Mecit AKTÜRK
***Seslendiren: Yeşim BEKTAŞ - Sonsuz TEŞEKKÜRLERiMLE