Uçurtmamın kuyruğu kopsa,
Takla ata ata düşmeye baslardı.
Sanki yanında beni de uçururdu.
Bulutların arasına birlikte girerdik.
Sanki rüzgâr durunca,
Birlikte yere inerdik.
Uçurtmamın kuyruğu kopsa,
Takla ata ata düşmeye baslardı.
Sanki bulutlar sevgimize ağlardı.
Yağardı yağmur,
Biz de toplanır giderdik.
Mecbur yağmurun durmasını beklerdik.
Yağmur durdu mu,
Hemen kırlara koşardık.
Rüzgârın yumuşaklığı,
Uçurtmamla beni,
Ayrı ayrı dünyalara götürürdü.
Bamb
aşka olurduk; bütünleşirdik.
Bir gün rüzgâr hiç de yumuşak esmedi,
Fırtına kopuyordu sanki
Uçurtmamın ipi koptu.
O gün bu gündür ne rüzgârı,
Ne de yağmuru severim.
Ayırdılar ya beni uçurtmamdan.
Peşi sıra çok koştum, çok ağladım.
Ama onu hiçbir yerde bulamadım.
Kim bilir hangi insanlar,
Gökyüzün de onu seyrediyor,
Hangi insanların düşlerini süslüyor.
Kimler için özgürlüğü simgeliyor.
Çok sevdiğim askım,
Hayatimin anlamı da,
Fakat hiç fırtına yokken,
Durgun bir gün de aniden.
Benim elimden uçup gitti.
Uçurtmam gibi onu da bulamadım.
Uçurtman mı, askın mı deseler,
Uçurtmam derim.
Askım ne yaptı ki benim için,
Sebepsiz yere çekip gitmekten b
aşka.
Uçurtmamsa, özgürlüğün ne demek olduğunu gösterdi.
Benimle olduğu sürüce hep beni mutlu etti.
Oysaki mutluluk gökyüzündeymiş.
Bulutların arasında,
Yeryüzü acımasız,
Aşk ve sen b
aşka b
aşka
Ağladım çok ağladım ben biten aska.
Özgürlük ağır bastı da, dönemedim.