Adın diz çöktü gecenin göğsüne,
Kalk/ma kapımdan, k/ayıp sayılsın vazgeçişler,
Dilimi boğma/sana !
Duymuyor musun, çığlıklar can veriyor
aşkın kulağında ?
Eşgâli bulunmuyor işgâl ettiğin yüreğin,
Acının orta yerine kim düşürdü
aşkın kimliğini ?
Ömrüm "Sen" kadar açmışken avuçlarını,
Sadece "
Aşk" dilemişti "Ah" düşen kuyulardan.
Tut/muyor/du dilekler yoksa bol keseden mi dağıtılıyordu
aşk ?
Çek penceresiz yüreğinin perdelerini,
Görmüyor musun, soyundu
aşk tüm c/esaretinden ?
Burda eli silah tutan her
aşk yüreğe çağrılmıyor.
Bir (s)ızımız olur belki, adını cemre koyarız,
Her
aşk mevsiminde yüreğe düşer mi dersin ?
Sabaha kal/maz çatlar içimdeki sabır,
Ama korkma, yüksek sesle sus/arım sana.
Kimse almıyor içeri, arafta kalan vedâları,
Gel biz eda edelim
aşkı vedâlarda bile.
Yine yürek ağrım tutmadan, sen tut/sana beni.
S/ayıklama hüznü
aşkın içinde/n,
Say
aşktan geriye yalnız sana gelince dur,
Şaşırma bizi bizsizliğimizde.
Dur ölüm, s/alma saçlarını
aşkın omuzlarından,
Batır/ma içime
aşkın gülünü,
Göz kapaklarını aç/ma ömrümün orta yerine,
Kıskandır/ma tüm ömrü baharları.
Bırak vakti biz olsun
aşk-ı alâmetin.
Bak
aşk değdi, göz değmeyen yaralarımıza,
Söylesene kim sakladı tebessümü dudağımızda.
Rüzgar sürdü
aşkı g/özümüze görmedin mi ?
Şimdi sıvazla yüreğini,
aşka koyulma vakti.
Üflendi kulağımıza Leyl nefesi,
Her üfleyişte çağrıldı fîraktan el değmemiş acılar.
Yar arşta selâlar
aşk doğuruyor inadına !
Şimdi mâzinin başını ak tutmuş, sadece sende renkleniyor gül(n)ler.
Gel içim/iz/de yaşananı, savuralım
aşk/ın yüzüne,
Gel ki ulu orta yerde g/izleyelim
aşkı !!
Gül SEZGİ