Anlamak
için merak lazım
Ruhun melalinden
ilham alarak kazasına
teslim olmak neden heyacanım
Bakarken
fark etmek, idrakin
kal etmesi kalbim için ne hazin
Yaşamak için
dünyaya teslim olmak
fanilik adına yakınmak en büyük acım
Nefes
müddetin aline teslim
Zaman
yüreğini titretmiyorsa
nedir gam-ı derdin
Hangi
lahzanı kadrinde nefesin
kesilecek, alnından ter dökülecek
Kaval kemiğin
sararıp işaretin alinden
sessizce söz edip, sukuta çekilecek
Nasıl bir kefen
halini bekleyecek, bedenin
çürüyecek, ruhun figan edip bekleyecek
Hiç anlamadan
inanmak olur mu
Nefesi kuşatmayan, sineyi
yakmayan taat sorulur mu
Akıl
ne ile meşguldür,
izan niçin zannına gebedir,
iraden sancıdan kurtulur mu
Kınından çıkan kılıç,
hınçın ve asabın vebalin
harından o an soyutlanıp, arınır mı
Nesnenin kabahati olmaz
Her nefis iradenin ve aklın
sualinden hiçbir zanan kurtulamaz
Aşk hevese adanıp,
hissin hülyasında barınmaz,
hakın rızasından mazur olamaz
Ömür kitabı
yazılırken, keyfiyet her haline
hükmedip amelin serpilirken kalp durulmaz
Ne kadar
kederlensen ve dert edinsem
Kimseye takatim yetmez,
efradım dahi kefilliğime iltifat etmez
Heyecan
öyle bir afat ki,
aklı esir alır, iradeyi zafiyete
taşır, kalp mahzunlaşır dersem
Ruhun
bizarlığı kapını çalar,
üşüyen zaman gönlünü yaralar,
hicran neye yarar diye sual etsem
Mustafa CİLASUN