Zamanın yüreğinde
Acıyla demlenen sevda
Dağların eflatun renkli tepesinden
Buz ayazı düşürür
Avuçlarıma
Gözlerden sarkan umutlar
Vakitsiz doğacak güneşi
Bekler durur boşu boşuna
Sevinçlerim ki
Şeker pembesi...
Dizilir de
Sıra sıra sessiz çığlıklarımla
Çağırır maviyi ısrarla
Ve
Terinin tenimdeki
Kıvılcımları
Alevlenir yeniden
Özleminin devasa gölgesinde
Kaybolurken
Donup kalır
Buruk şarap tadındaki
Gülüşlerim dudağımda
Ahh mevsim hazan
Aylardan eylül olmasa
günlerin rengi boyanmasa sarıya
aşkın ekseninde
dolansa yıldızlar
aşık olsam...
eylül/2008/izmir
not:sevgili ışın beye katkılarından dolayı teşekkür ve saygılarımla