Aşk için bahar.Tehlike her yerdedir...
Vuruluverirsin hiç ummadığın birine.Ama
öyle çarpar ki kalbin, duracak gibi aldatır
seni.Bahardan sonra yaz gelir...Hepimiz biliriz,
sabun köpüğü gibidir yaz
aşkları.Bence öyle basit
değil.Henüz silinmedi hiçbirinin yarası benden.
Aşk gitti ama acısını bıraktı, iz kaldı.Güz
aşkları
mevsimine dönünce dönence, pencereye sinmiş
insanlar gelir gözümün önüne.Ve yavaş yavaş görünürler
etrafta.Kimi yaza girerken terk ettiği
aşkını, kimi
yaz
aşkını düşünür.Kimi ayrılık planlar ama hala yüreği
yanar.Kimi terk edilmişliği sindirmeye çalışır.Çok azdır
taze
aşk yakalayan. Sanki bir doğum öncesi ölüm gibidir.
Sonra kış gelir.Kimi yüzsüzler yazın hiç aldatmamış gibi
eski sevgilisine döner;kimi sadıklar kavuşur.
..Kimi yalnızdır, kimi yorgun...O yorgunlar için kış
uykusu başlar...Belki de taze baharlara, taze
aşklara
enerji depolarlar...
Aşk dört mevsimdir herkesin
sözlüğünde.Ama nedense bana bu anlattıklarımı
çağrıştırmaz.Saçmaladım belki de bir paragraf
boyu.Yalan attım.Aslında doğru olsalar bile
yalanlardı çünkü, hissetmediklerimi yazdım.Ezbere
konuştum.
Aşk , kelimesi içimde gebe olduğum bir
kelimedir.Her duyuşumda doğum sancısı çeker,
doğuramam.Ama gözlerimin önüne o gelir.Sadece
bir bakışına karın ağrıları, suyla yatışmalar.
Bir tebessüme ömür bulmak.İtiraf.Saatler süren
telefon konuşmaları.İlk duygular, çocuksu güzellikler.
Ve sonra..... Nefessiz kalmacasına ağlamalar.Izdırap
çığlıkları...Kış..Kış..Kış..... Azap....Ve sonunda doğan
gün....Hemen her mevsim aşık olmuşumdur birilerine...
.Hatta sonbaharda bile...Ama onca ufaklı büyüklü sevda
içinde, böylesine derinde var olan,böyle yaktı mı iz
bırakan, bu kadar çaresiz bırakan,bu kadar arzu illetine
hasta eden, bu kadar dizginsiz, sorgusuz,başına buyruk,
acımasız, bu kadar bugünsüz sevda görmedim.Ve işte hiç
biri böyle koyup, böyle yıkıp gitmedi.Ondan önce hiç biri
içimden bir şey götürmemişti.Ondan sonrası zaten
götüremez çünkü, götürülecek bir şey kalmadı..İşte
o insan, beni
aşka karşı böyle kelimesiz böyle hayretli
, böyle çaresiz, isteksiz bırakıp gitti..Şimdi ben
nefretten bile aciz isem bana bir şeyler borçlu.İçimden
söküp aldığı bir şeyleri.Bana beni borçlu.Herkesi seven
o sersem yüreğimi..Benden alıp kaçtığı o masum kızı
borçlu.Bana bir dün, birde yarın borçlu.Benim ne günahım
vardı da
aşk için üç kelime etmekten aciz kalacaktım.
Benim ne günahım vardı da her mevsim b
aşka meyve yemek
varken iştahsız kalacaktım.Yoktu elbet günahım..Onunda
yoktu ya..Öfkem susmama engel...Ama ikimizin de suçu yoktu.
..Suçlu yoktu..Benim mevsimim sonbaharsa, yaza, kışa,
bahara dönmez...Benim gibilerin nasibi pencere önüne sinip
, mazide yaşamak,kendinle kanlı bıçaklı düellolar yapmak.
..Kendinle savaşmak , hırpalamak...Yaptığının farkına varıp
,bir de üstüne onun için cezalandırmaktır.