Ne zormuş meğer
Severken kendini cehennemin ateşine atmak
Umutsuzca kalbine ayrılığın hançerini saplamak
Oysa ki yılların yaşanmamış umutlarıyla arardım hep sevgiyi
Yüreğime ekecek bir
aşk gülünü
O can yakan umutsuz zamanlarımda bulmuştum seni
Aynı masada utangaçlığımızın sinmişliği vardı üzerimizde
Bütün çekincelerin tanınmamışlığın duvarlarını yıkmıştık beraberce
Ve yılların yaşanmamışlıklarıyla sevmiştim seni
Ama kader be gülüm
Yılların asılı günahları insanı öyle bir vuruyor ki
Ölmeden ateşlerde yanan misali
Birde beni en ince yerimden vuran hasretin yok mu
Ölümle kalım arasındaki çizgide bulurken kendimi
Günahlarımın beynimi yıktığı zamanlarda haykırırdım
"Tanrım al.. nolursun al canımı"
Oysa ne kadar sevmiştim seni ne kadar sindirmiştim içime
O kürt yüzünün gülüşlerindeki çizgilerde bulmuştum sevdayı
Öpmeye kıyamadığım ceylan yüzündü beni yaşatan
Olmadı be gülüm olmadı
Yaşarız yine bir yerlerde öylesine
Kahpe gülüşlerin ardına sığınaraktan
Oysa ki ne kadar sevmişim seni
Ve biliyor musun
Ne kadar uzak tutsam da seni kendimden
Yüreğimdeki çiçek hala büyüyor
Yazarın Notu:[ italik ]Yolları bir gecede buluşmuş iki sevgilinin umarsızca olan birlikteliklerinin sevgiye dönüşmesi. Sonrası zaman ve mekan engelleri yüzünden yitirilmiş bir sevdanın hikayesi. Üstüne bir de kaderin bıraktığı acı yükler.