Hüzünlendiğim gecelerin tadını özledim
Hissizliğin hapsinden ışıkları içimde gizledim
Vazgeçilmeye ramak kalmış insanların duası gibi
Göklerde kapıların açılacağı anları bekledim.
Söz geçiremediğim ruhumu dişlerim parçalarken
Kafası karışık sokaklarda çıkmazlara rastlarken
Huzuru hiç ettiğimin farkındalığında olamadım
Ve herkesin uyuduğuna şahidim şu an saçmalarken.
Sislerin ufkumu aşıp da rehber olabileceği taraftaydım
Kumların gözlerimi değil de gönlümü kaplayacağı araftaydım
Ve bilinmez dediklerim içimin yaveri çıktığında
Yakınlarda değil de dönülmeyecek uzaklardaydım.
Yakabileceğim anılarım olmadığından bir yandım
Anılarım olabilecek sandıklarım dönüp de giderken sadece baktım
Gözlerimin içinde tanımadığım bulutlar gezinirken
Issız diyarlarda yalnız yüreğime bir mezar aradım.
Gölgesine sığınabileceğim fedakar topraklar bulmalıyım
Sevmenin değil de sevilmenin tadına bir kez bakmalıyım
Cesetler dolusu yerlerin üstünde bana hayır yok diye
Kendimi rüyalarımla dokunulmayacak göklere salmalıyım.
Bu değil
aşk dedikleri şey yemin edebilirim
Ben
aşk denilen şey uğruna hayat verebilirim
Gülüp alay edenleri görmezden gelerek
Yeminle delilik kaftanını sırtıma giyebilirim.
Lokmamı bandığım tabaktan namertlik görenlerdenim
Yüzü gülerken içinde tüm kıyametleri yok bilenlerdenim
Tükürülmeyecek suratlarla konuşmaya mecbur kalıp da
Unutarak herşeyi insan bilip değer verenlerdenim.
İşlemediğim günahları işleyeceğim günlerde saklı bıraktım
Kendimle taşıyamayacağım tüm acı sebepleri ateşe attım
Yetişebildiğim kadarıyla zamanda bulunarak
Bedenime uçsuz bucaksız pencerelerden baktım.
İncir çekirdeğini çiğnerken zihnim zelzele geçirir
Kader öyle senin istediğini değil de gerekli olanı seçtirir
Muhtaç olduğum kadarıyla muhtaç ettiklerim,duadalar
Bu bile yaşadığım asra değer biçtirir.
MEHMET EMİN ŞAHİN