Aşk; engel tanımaz sel, korda yanmaya niyet
Hicrân; kalbe yük bedel, ödenmesi zor diyet
.
Aşk; Eşref-i Mahlûk'a Rabbin katından ikrâm
Hicrân; kalbe falaka ve ölmek gram gram
.
Aşk; mâşuğun gönlünde taht kurmaya bir ricâ
Hicrân; zâlim elinde cehenneme ilticâ
.
Aşk; dilin avucunda en anlamli tek hece
Hicrân; namlu ucunda can veren mehtap, gece
.
Aşk; tutulmayan "tövbe", tekrara gebe günah
Hicrân; kadere "vay be! ", şakakta hazır silah.
.
Aşk; küle baş kaldıran, sönmeyen harlı alev
Hicrân; kalbe saldıran yedi başlı koca dev
.
Aşk; benlikte kaybolup, yokta yine var olmak
Hicrân; günbegün solup, sarp yokuşta yorulmak.
.
Aşk; karanlık dehlizde tek yön gösteren kandil
Hicrân; gamlı genizde gözyaşı silen mendil
.
Aşk; hayatın anlamı, hardan beslenen umut
Hicrân; elem selâmı, güneşe gölge Bulut
.
Aşk; mâhiyeti meçhul, sihirli, gizemli hap
Hicrân; geçmez akçe, pul; keder, azap, ızdırap
.
Aşk; hedef tahtasında onikiden isabet
Hicrân; yaz ortasında fırtına, kar, musibet.
.
Aşk; sevinçle el çırpmak; mutluluk yayan nidâ
Hicrân; derde göz kırpmak; tebessüme elvedâ
.
Aşk; "bende ben"i bulup sırrın odunda pişmek
Hicrân; varda kaybolup, cellat ile öpüşmek
.
Aşk; yakut, mercan, inci; nâdide bir kristal
Hicrân; gönülde sancı, elde kalan çürük dal
.
Aşk; divane gezdiren, coşkun akan şelâle
Hicrân; candan bezdiren, dermanı yok havâle
.
Aşk; ufkun ötesine kanat çırpan nazlı kuş
Hicrân; gün ertesine hergün hazır sarp yokuş
.
Aşk; Veysel elinde saz, dilinde sevgi, barış
Hicrân; Hakktan tek niyâz; hep "yâr" deyip yakarış.
.
Aşk, kâh dilde Enel Hakk, kâh dosta Şeb-î Arus
Hicrân; en çıkmaz sokak, rüyâ içinde kâbus
.
Aşk; Mevlânâ'da gür ses; naçara çağrı, dâvet
Hicrân; gönle dar kafes; yalnızlık ile halvet
.
Aşk; kırda "sarı çiçek"; Yunus ile dertleşen
Hicrân; gam için ölçek; an be an cömertleşen
.
Aşk; Züleyha'da hata, Yusuf'un alnında nûr
Hicrân; yol bekler rota; yer ile yeksân gurur
.
Vuslat; kabre girince tebessüm eden simâ
Vuslat; hesaptan önce müjdeler veren îmâ
.
Vuslat; limana varış, kalmamak muallakta
Vuslat; baht ile barış, acılara son nokta.
.
Vuslat; Hakkın önünde sevince sebep artı
Vuslat; hesap gününde sevaba yenik tartı
.
Vuslat; Resûl'ün eli, şefaate liyâkat
Vuslat; sabrın bedeli, mükâfatı; hem kat kat
.
Vuslat; cennete davet, cehennemden kurtuluş
Vuslat; duaya "evet", payitahta kuruluş
.
Vuslat; müsade alış, Muhammed (SAV) ile sohbet
Vuslat; Firdevs'te kalış; sürekli, ilelebet!
.
Vuslat, sırat ötesi, Peygamberine selam
Vuslat; Rabbinin sesi; HOŞGELDiNiZ, VESSELAM.
Mecit AKTÜRK