Aşktın sen, gidişinden bildim seni…
Cemal Süreya
Dudakları dikilmemiş bir ruhun
Ellerinde tamamlanır gurbetim.
Eflatun gölgeler sarar boynumu
Kemikleri çürümemiş bir bedenin emriyle
İstediğin yerde ölebilirsin artık.
İnfazsız bir ölümdü içimde gizlediğim.
Gözlerimin kıvrımında toplanırken her ölü
Hangi ecelin kapısını vurup kaçsam
Ecelin hangi odasında uyuya kalsam
İçim annesinden ayrı bir çocuk!
Kör ateşlerde beslenen şeytanın emri bir
Diz boyunca günah dolmalı saçlarıma.
Ki en çok oradan salınır feryadım.
Aklıma sığmayanlar
Duvarların göbek bağına asar kendini.
Gri bir gölgenin ayaklarından öperim sonra
U s u l c a.
Bildiğin gibi değil
Sevmelisin beni.
Yokluğuna tuz basmış yaralarım
Ağıt yakar bir anne yüreğiyle.
Yemin et şimdi
Tanrı öperken bir çocuğun avuçlarını.
Arsızlığına soyunurdu adım
Ölesi bir yalnızlık
Üşürken parmak aralarımda
İklimsiz kuraklarda devrilir cüssem
Boynumdan yukarı.
Bağışlanmamış bir ölü merhametiyle
Bir babanın sakalından düşer affım
Tek günahım olsa bile
Sıratın boynundan sallanırmışım.
Seyyah bir atın kuyruğuna bağlasınlar beni
Can çekişmeliyim.
Günahlarım düşmeli yakamdan.
Tanrıya el açarken güvercinler
Sevmeliyim seni
Yetim bir duâ miktarınca.
Şimdi
Her günün şafağında ölüp ölüp dirilirken
S e v e c e ğ i m s e n i
Sırtına yaslandığım imana
—Ant olsun.—