tek güçten savrulduk yeryüzüne
sen beni ararken ben sendeydim
er-rahman sayfasında
sen galaksiden yuvarlarken cismimi dünyaya
er-rahman dedin aynı anda
hayallerimi oluşturdun su damlalarında
her bir damlaya koydun nimetleri
sıraladın sağlığı-ihtiyaçları
ve büyük düşünce penceresi açtın yüreğinden
en büyük ikramı gördüm bu pencereden
bebek, tek yara izi olmaksızın
mükemmel bir biçimde, bebek
herbirimiz diğeri için nimet
yerine göre, yerine göre
eşler birbirine
arkadaşlar
kardeşler birbirine
fakat önce DAMLA
DAMLA meni
DAMLA yiyecek
DAMLA kan
DAMLA gözyaşı
DAMLA en gerekli
yaratılışta
RAHMANİYET onun içinde
İnsanın kıstası insandır
insan, insan şablonuna göre kendisini bilir
dedin bir ara
hırsız
katil
dedikoducu
iftiracı
Hz.Muhammet cetveline göre düzelt
düzeltebilirsen kendini
b
aşkasında görülen iyilik ve güzellikle şekillenir insan
ya da b
aşkasındaki kötülükleri emerek yamulur
insanın aynası insandır
benim aynam olur musun ey o/nur
göremem gözbebeğimi
derin derin bakarmısın ey o/nur
müslümanlar, birbirlerini yıkayan eller gibidir derler
ellerimi uzattım yıkarmısın ey o/nur
bazı sıfatlarından bize birer damlacık vermiş
bir nebze görür, bir nebze duyar, bir nebze bir şeyler yapmaya takat vermiş
Semi, Basir olanından
bir de âlim damlanla beni sularmısın ey o/nur
sevgim vardı dağlardan büyük
kapın çaldım usanmadan-bıkmadan
sığınırken Allaha teslimiyet içinde
bir nefesle nurum oldun dün gece
kitap gibi sayfalarım çevirdin
benzetirken pul koleksiyonuna resmi mi
kapalı müzik dosyasına attın cismi mi
ruhuma bakarken o nurlu yüzün
yeraltı sularına daldırdın gittin
okyanus yüreğimin çukurlarını
gözümün önüne resmediverdin
çağlayarak, yüksek bir debiyle akan
fakat kimse tarafından sesi duyulmayan,
varlığı farkedilmeyen,
yüreğimin büyükleri tasavvur edilemeyen...
iç dünyamdan bahsediverdin
yalnızlığımı fısıldarken nefesin
kalem darbeleriyle dillendirilmeye çalışını...
bembeyaz zeminlere rengarenk fışkırışını...
notalarla mızrap ve fırça darbeleriyle dışa vurumunu anlatıverdin
sonra tekrar tekrar içime baktın da
içsel çekişmelerimi yorgun aynada gösteriverdin
yalnızlık devedir dedin, yalnızlık binek...
Burak'la,
aşk'a gönderiverdin
sadece seyret ve tap
teşekkür ederken o/nur a
kap söylemez dedin
hep söyler rab, rab...
2 şubat 2011/nilgün kurt