Kalbim bileniyor ayrılıklara,
Derin sondajlara direniyor acılarım.
Yâr kaybından ölüyorum..
İhanet nutukları atıyorum yalnızlık kürsülerinde,
Çıkmaz sokaklara vaaz veriyor suskunluklarım.
Ağzımda büyüyor tüm kelimeler,
Adınla kirletiyorum alfabemi.
Sefillere oynuyor sustuğum cümleler,
Konuştuğum yerden vuruluyorum harf harf.
Satır satır doğruyorum satırlarımı,
Kanıyor küfrettiğim emsalsiz dualar.
Ölüme yatıyor ıslak ve ıssız bedenim,
Kanla karışık mürekkep yağıyor parmak uçlarıma.
Siliniyor avuç içlerime yazılan büyük yazgı,
Okunmuyor silikleşen hayatın son sözü.
Çorak bir bekleyiş vuruyor kıyı kesimine
aşkın,
Kalbimin yamaçlarına tutunuyor söylediğin yalanlar.
Vadesi uzun bedeller ödüyorum yalnızlığıma,
Faize biniyor yaralı umutlarım.
Düşlerime kesik hesaplar açıyorum,
Yatırım yapıyorum gelmeyecek yarınlarıma.
Kederden buruşuyor tenim,
Acıdan deliriyor hayallerim,
Üstü kalsın borçlar ödüyorum geçmişime.
Ritimsel süslü sözcükler heba ediyorum
aşka,
Ahenkli satırlarla veda ediyorum zamana.
Yalnız okuyorum veda hutbemi,
İçinde ''her şey'' olan ''hiçbir şey''lere göçüyorum.
Can kırıkları batıyor göğsüme,
Aşk kaybından ölüyorum..
Aşk-ı Ölüm / Alican Yıldırım
29.06.2011