herkesin kendine has bir his bulutu
bir mucize
yoktan var edilen bu duygu
aşksahiplenmek değildi bir yüreği
yüreğini sevdiğinin yüreğine emanet etmekti
"
aşk armağandır" diyor şair...
iç dünyanın güzelliğine
dönüşü olmayan tek biletli yolculuktur
aşk öyle kedi gibi dokuz canlı değil
çekirge gibi bir sıçra iki sıçra
üç deyince elma değil
kelebeğin bir günlük ömrü gibidir
aşkdüşünce aklın ürünü
duygularsa hislerin gerçekliği
ancak gerçekleri yok saymaktır ruhumuzu kirleten
-mış gibi yaşamak-
zihnimizi ve bedenimizi hasta eder
ve ruh bembeyaz bulut gibi içimizi sarmalar
aşk ruhun dili
kalbin gözüdür
o yüzden
aşk kör olmaktır birazda
karanlıkta akan ırmağın bulanıklığını bilmemektir
tarihin akışında
aşkayrılıktır
ancak ölümle gelen
siz hiç Aslı'nın
Kerem'den sonra sevdiğini okudunuzmu
yada Şirin'in
Ferhat'tan sonra anne olduğunu
peki Züleyha'nın Yusuf'tan gayrısına meylettiğini
demek ölüm gerçekti
ve ayrılık
o ayrılık değildi yarım okka ağır olan
çünkü
tahayyül edilemezleri vardı
aşkın
telaffuz edilemeyenleri
sonsuzluk tamamlansa
akıldan
hayalden
fikirden geçirilemeyenleri
"ama ne sen Leyla'ydın
ne de ben Mecnun"
tek atımlık mermim vardı onu da yüreğime sıktım
ruhumun yetim kalması biraz da ondan
ama bilirdi ruhum
aşk güzeldi
aşk mutluluk
aşk insanın ayaklarını yerden kesebildiği gibi
üzebilirdi de
aşk acıtabilirdi
hatta
aşk öldürebilirdi de
inanmak isteyip de
inanmamanın azabını o zaman yaşadım
gerçekler esirgeniyorsa sevenden korkunçtu
döküldüğünde görmeyeceğim tek kan
kendi damarlarımda dolaşan kan olacaktı
ölümden öteye köy olmadığını elbette biliyordum
eğer taşlara yazılmışsa bir isim kalıyordu
adı var kendi yok ölümlerimin
aklımın gösterdiği isimle
yüreğim de
aşkımın gösterdiği ateş arasına düştüm
o karanlıkta yittim ben
aynı anda iki şey olunmadığından
aşk'ın masalını o karanlıkta yitirdim
ve inkar etmekten b
aşka yapacak iş
düşünecek şey kalmayınca
ne hayal
ne rüya
ne de bin bir türlü masal
hiç biri hiç bir işe yaramayınca
çıldırmamak için kabulden b
aşka yol yoktur
ve elimle koymuş gibi
çamurlu köy yollarında
izlerimi bulamayınca
balkonumdan bakamayınca
ve o ırmak sevdaya akmayınca
taş duvarlar ortasında çıldırmamak için
aklın sınırları içinde kalma çaresizliğidir
aşk...