Sustukça yanarmış insanın dili
Geceler vuslatta büyürmüş meğer
Konuşsam kim duyar beni sevgili
Konuşsam gözlerim boşluğa değer
Ellerin gecenin yorganı gibi
Üşürken üstüme bürüklenmişim
Uykusuz gecenin gelmiyor dibi
Bir düşten bir düşe sürüklenmişim
Laleler büyüyor yanaklarında
Laleler büyüyor kızıl mı kızıl
Kaderin adı var dudaklarında
Fısılda usulca ruhuma yazıl
Vadiler büyüyor bak gözlerinde
Bakıp ta düştüğüm ruhumdan kara
Bir cellât yatıyor o sözlerinde
Her gece çekiyor beni bir dara
İçimde her sabah bir yetim ağlar
Annesiz, ninnisiz yıkılmış gibi
Sendedir Ferhat’ın deldiği dağlar
Dağlar ki
aşk ile çakılmış gibi
Sabahlar ölüyor uyandığında
Güneşin yüzünü kıskandığı var
Aşk gelip kapına dayandığında
Kalbinin tahtadan bir sandığı var
Oynuyor her gece bir ruh benimle
Bir mumun rüzgârla alevi gibi
Hayalin geziyor aciz tenimde
Hayalin ömrümün dağ evi gibi…
Yağmurlar süzülür parmaklarından
Kumrular eğilip bir yudum içer
Bilmezsin ne umut çıkar yarından
Beklide bir heves gelir ve geçer
Lambalar dans eder karanlığımda
Bende çırpınırım kelebek gibi
Ruhumu bulmuşum viranlığında
Ruhum ki mecnundan gelenek gibi
Uzuyor sessizce attığım adım
Yollarda yokluğun bir pusu gibi
Mecnunum Leyla’yı sende yaşadım
Gözlerin ömrümün namlusu gibi