bir
aşkı peşine takıp sürümek
yaşlı gözlerden geriye dönmek
sonra ardınca gelen anılardan
aşk pazar yeri değil ki ...
olmuyor aklının klonladığı adamı seçmek
velhasıl;
pota içinde eritmelisin eski hurda anılarımı
harlamalısın ateşi
eriyiklesin ,aksın akabildiğince......
ki
aşkına kalıplansın ,metalleşmiş bu yürek
sen farkında değilsin, karanlığında gecenin
yıldızlara isim takmıştık akıl yitimi anların
kravatına dolamıştım kara saçlarımı
yakmasın diye, içimdeki ateş bir an için
unutma acıyla savrulan
aşklar
içleniver biraz da onun için
belki de artık bir kelam da hazırım
organ gibi severim belki de seni
mesela onsuz yaşayamayacağım bir kalp gibi
son baharken hazır yaşım
kesif bir mücrimlik içimdeyken
belki de
aşk nakli gerek
peki yan etkiler
etkiler mi ruhsuz kimliğimi?
düşünebilsem ölümden, ölüme koşan yaşanmışlıkları
ağırlığınca, yükü bir tartabilsem!
"muamma dudaklardaki" o sinsi gülüş,
belki de yakar geçer; içimdeki dengeleri
sen farkında değilsin "dirilenleri"
bağlıyorum şiirimi dirilenlerin sus payına