Yalnızlığın tadında, şekilsiz olan
aşka,
Korkusuz bir inatla, kendimi bağlamışım.
Görülen tablo farklı, yaşanılan renk b
aşka,
Ebedi olan
aşkın, rüyasına dalmışım.
Şarkılar dar geliyor, mutluluklar yetersiz,
Ruhları kucaklayan, ellere bırakmışım.
Öyle bir sevdadır bu, elbisesiz bedensiz,
Günahımdan soyarak, sevaplara katmışım.
Gözlerle sevmiyorum, içimde bir sıcaklık,
Dillerimden koparıp, yüreğe dolamışım.
Çözülmez örgü gibi, çilesine yakınlık,
Duyduğum o hislerin, kapısını çalmışım.
Gülüm diyemiyorum, dikensiz hiç gül olmaz,
Seni ben sudan arı, ışıklara sarmışım.
Bendeki o benlerle, bu sevda yaşanılmaz,
Diyerek hiçliklerin, hiçine karışmışım.
Duvarsız hapishane, örerken benim beynim,
Yüreğimdeki kirin, kalesini yıkmışım.
Mahkum eden o ise, yoksa mahkum benmiyim,
Sorarak sevgisizlik, içinden sıyrılmışım.
Yüz yüze konuşurken, ay ışığından hafif,
Bilmediğim rüyanın, perdesini açmışım,
Adını duymadığım, şekilsiz ve de zarif,
Ardındaki sırların,
aşkını kazanmışım.
Açılmış kapılarım, sakın bozma sihrini,
Bu sevdanın uğruna, pişmek için yanmışım.
Gönlümdeki tablonun, yeşil beyaz rengini,
Rüyalardan silemem, ben buna inanmışım.
Şahin HANELÇİ
18.12.2007
Avcılar-İstanbul