Yaşadığım günleri sayfa sayfa yeni çağ dediğimiz teknolojinin sayfalarına sığdırmaya özetlemeye çalışıyordum,sabah erken kalkmak bende alışkanlık yapmıştı,eski günlerdeki gibi burnuma eşimin hazırladığı mis gibi kızarmış ekmek ve bitki çaylarının kokuları geliyordu ,ben asla eşimi öldürmeyecektim ,yaşadığım sürece içerimde yaşayacaktı her zaman
çocukluğum genç kızlık dönemim ailemden olmalı çok mutlu geçmişti,evliliğimde biraz bencil davranmış olmalıydım ,eşimi çok üzdüğümü sürekli benimle olmasını dilediğim bencil zamanlarda hırçınlaşıp hatta elime bir şeyler alıp üzerine yürümüştüm,oysa ne saçmalıktı ,
hala gelecekmiş gibi şemsiyesi ve şapkası kapıya yakın bir bölmede asılı duruyordu,ellerim sessizlik içerisinde sunulan beynimin etrafına sarılan cümleler ile kenetlenmişti ta ki kapım çalana kadar
o an duygularım o kadar yoğunlaşmıştıki yazılarımın gücü hakkında bende şaşırıyordum,bazı değerler birini kaybettiğinde bile bitmiyordu galiba,deli dolu yaşadığım yıllar asla pişman olmadığım yıllardı.
Kapı hala inatla çalıyordu yazılarımı kaydederek kapıya doğru yönelmiştim,daha evvelki gün yazdıklarımım elektrik kesintisi ile yok olduğunu hatırlayarak
Şunları imzalayın bayan diyen postacının elinden üzeri ihtimamla yapıştırılmış çift pulu olan iki ayrı zarf aldım,ellerim tir tir titriyordu,bu bildiriler bir avukattan geliyordu miras ile ilgili açıklamalar ve bir dolu maddeler hukuki anlayamadığım bir dolu terimler vardı,eşimden kalan malların dökümanı ve üçüncü bir mirasçıdan söz ediliyordu eşimin vasiyet ile ilgili kararları okunacaktı
Üç gün sonraya yazılan tarih beni delirtecek gibi oldu,neler oluyordu?benim iki yavrum vardı bu avukat neler saçmalıyordu?ve kocamdan fazla bir şey kalmamıştı ki,mal konusunda kuvvetli olan benim ailemdi,ve benim elime bile daha geçmemiş bir hayli hatırı sayılır yükte büyük miras vardı ,ama eşimle hiç bir alakası yoktu.
Para ile hiç alakadar olmamıştım şimdiye kadar ,para beni her zaman ürkütmüştü,zaten olgunlaşmış bir yaşı taşıyordum artık,para pul düşünecek yaşta değildim,gelirlerim bana yetiyor artıyordu bile
Ve o üç günü sabırsızlıkla bekledim,vasiyetten falan hiç haberim yoktu,sabah erkenden çağrıldığım büroda sakin olun hanımefendi,size okuyacaklarımı metanetle dinleyin diyen kocamın eski avukatı idi,söylediğine göre eşimin benim bilmediğim yerlerde toprakları ve iki katlı bir evi vardı
Yalova'da bulunan iki katlı evinden,ve gençliğinde yaptığı hata ve
aşk çocuklarından ,hayretler içerisinde yüzüne bakarken ,içeriye kumral kısacık saçlı orta boylu oldukça gösterişli bir kadın daha girdi,bana fazla bakmadı,gereken evrakları imzalamaya hazırım dediğinde
kendinden emin ve küstah kibirli tavrı eline aldığı kalem uzun siyaha boyanmış tırnakları , sıra dışı bir görsellik ile beni şok etmeye çalışan bir kadındı
Oysa ben gayet sakindim,ve ilk işim eve giderek ölmüş eşime ait canım gibi koruduğum o şemsiye ve kendi ördüğüm saç örgülü hırkayı şapkayı her sabah o çöp karıştıran adama hediye etmek olacaktı
Çok ş
aşkındım,eşimin ikizleri vardı ,iki tane kız,çocuklarımın haberi olmalı idi,orada kahkahalarla gülmeye başladım,iyiki büyük mirasın sahibi bendim,güçlü olan her zaman olduğu gibi bendim,bir iki toprak parçasından ne olacaktı ki,ben yaşarken paraya pula oysa pek değer vermezdim ,şimdi kuvvetli olmak o mirasın inadına takipçisi olmak istiyordum
AŞK İLMEKLERİ
B
aşka bir dünyanın içerisinde bamb
aşka bir hikayede ş
aşkınım şimdi
incindiğim zamanlar var dört bir yanımda
özgürlüğü kısıtlayan töreleri eziyorum ayaklarımın altında
boşa geçirdiğim zamanlar varmış meğer kolunda
bak postacı çalıyor kapımı
o zarflar seni bana b
aşka bir dünyada anlattığında
duyuyormusun? ölüler konuşamaz işitmez falan deme bana
ruhumun derinliklerinde bağlar koptu öldürücü kavgalar var solumda
insanlığın
aşkın sadakatin ödülü bu mu bana?
bana çay hazırlarken buram buram mutfağımda
b
aşkalarına mı koştun soluk soluğa
erken çıkışların bu yüzdenmiydi sabahın yoksul ışığında
söylesene be adam susma
saklanma ölülerin arkasına
arkamı dayadığım duvardan sıyrılıyorum şimdi ağlayarak aşağıya
dizlerimin üzerinde çöktüm kaçmış çoraplarımla
oysa
kıskançlık bir hastalıktır
önce kendine güven derdin bana
iç özgürlüğümü çağırıyorum şimdi
isteğimden b
aşka güç yok içerimde
önce şemsiyen sonra o hırkan sonrası şapkan
her sabah çöpleri karıştıran şu adama çok yakıştı
inan bana
O KIYMETLİ ŞEMSİYEN
SONRASI O ŞAPKAN
AŞK İLMEKLERİ İLE ÖRDÜĞÜM HIRKAN
HER SABAH O ÇÖPLERİ KARIŞTIRAN ADAM VARDI YA
HAH İŞTE ONUN ÜZERİNDE ŞİMDİ
BİR İŞE YARIYOR İNAN
MİRAY HANIM
binay