Geceye uyanır hayallerim sensiz..
Aklım kilitlenir biraz önce gördüğüm senli rüyaya..
Sanki mesafeleri suratıma çarpar gibi
Belli belirsizdi yüzün..
Sen, düşümde bile uzaktın...
Doğarken güneş üzerime henüz sana değmemişken
Gözlerim dokunur nuruna belki sana değer diye...
Alaşağı ederken sensizliği sözlerim
Durup dururken düğümlenir mesafeler boğazımda...
Sen, gündoğumlarımda bile uzaktın...
Apansız üzerime çöreklenen bir bulutun
Yoğun karartısı gibi sessizliğin...
Susma...
Birşey söyle...
Boğuyor beni bu karanlık...
Rüzgara karışır nefesim seni sevdiğimi söylerken...
...ve yine mesafeler;
Bazen koca bir duvar
Bazen kocaman bir dağ gibi...
Es hırçın rüzgar...
Öyle hırçınlaş ki;
Yık duvarları, devir dağları...
Sen, seni sevdiğimi söylerken bile uzaktın...
Susulurken taşları parçalayan sözler
Ben kayıp gidiyordum avuçlarından...
Kaybolup gitmemin adıydı susup kalışın...
Gürültü yapmak istiyordum
Gülüyordu mesafeler...
Sen, gülerken bile uzaktın...
Yol alırken ruhum bedenine,
Bedenim yorulur ruhunun labirentinde...
Hayalin gelirken gözlerime
Savuruyorum ellerimi boşlukta
Belki yakalarım seni...
Belki dokunurum...
Somut hali yetmezmiş gibi
Soyutlaşır mesafeler susup kalışınla...
Sen, susup kalırken bile uzaktın...
Sözlükte adı geçen
aşk'ın
Sen halini barındıran cümleler kurasım vardı...
Mesela;
Kalbim fırlamalı yerinden söylerken sevdiğimi
Çok güzelsin dediğimde
Melekler kıskanmalı içtenliğimi...
Kopuk kopuk şiirler yazasım var
Her dizede bamb
aşka bir sen bulduğum,
Mesafelerin adının hasret olduğu...
Sen, özlerken de uzaktın...
İsmail ALTIN