Kalbi şikeste bir bülbülün hazîn feryâdı
İlan etti âleme kalbindeki sevâdı
Katreler ve ahlarla örülen
aşk bünyâdı
Şenlendi o yer, gelince üstâdlar üstâdı
Mahkeme-i kübrâda hüküm verdi o kâdı
İnletsin âşıkları, her dem o yârin yâdı
Bu hükümden insâf dileyenlerin İmdâdı
Rah-ı
aşkda sınıfta bıraktı o zühhâdı
Garip bülbül, nale vü zarda mülkün serhâddı
Bir avazıyla parça parça olmuş zerrâdı
Bülbül-ü şeydanın ulaşılamaz murâdı
Tenle canı, reh-i pâyine gubâr olaydı
Semada akseden bir ses, ey bülbül ne fayda
Serv-i revanın gözü sende değil gayrında
Hüzün nameleriyle deftere düştü kaydı
Şu âlemde yârin kalbinde yerim olaydı
Bülbül-i Şeyda böylece doldurdu miâdı
Vah yazık ki bu sedâyı duymadı o cadı
Ahmedâ gel sen vazgeç, bırak bu inâdı
Belî sen de vazgeçemezsin
aşk ise adı