sen
elbette en sevdiğim olacaktın
düş uykulu saatlerde
boşuna mı çizdim gözlerini
gök-yüzüme
ellerimdeki ateşi geçirip ellerine
üşüdüm
zemheri gecelerde
sustum
sitem etmedim sana bir an bile
sen
elbette tek hikayem olacaktın
bir tek öyküyle
bir ömre dolacaktın
sonunu getiremediğim bir hüzün
bir tebessüm çığlığıydı adın
ayak izlerindedir hala
yangınım
söylesene sevgili
sen ne sandın
gittin de bitti mi sanki
gittim de yitti mi
aşknasıl silersin gözlerine işlenen
çocuksu gülüşlerimi yüzünün çizgilerinden
öylesine yaşarım ki acımı
gözyaşımı bile silemem ben
diyelim ki
şimdi yaz mevsimidir ömrünün
yüzündedir avuntulu gülüşün
sonbahar kapıda
bilmez misin
sen
sen beni sararan yaprakların
gölgesinde özleyeceksin
çalacak kapını bir gece vakti
hüznüm
ellerinde minik bir ceninle girecek içeri
düşümdeki çocuk
sana
yaşanmamış bir hayat getirecek
gözlerinde büyürken gözyaşın
akacağım ömrünün sonbaharına
ölü düşleri alacaksın koynuna
heybemde el değmemiş bir hayat
satın almaya yetmeyecek gücün
sana hangi mavilikleri sunsam
hangi yeşil düşlere taşısam yüreğini
bilemezdim
bir gülüşün için
bir ömrü kırardım ortasından
oysa
bir çöl yangınıydın
en acısından
şimdi nesin biliyor musun
şimdi neyiz
...
..
.
adı bile birlikte anılmayan
iki yabancıdır
benliğimiz
kalmadı her iki cihanda
ne biz
ne sevgimiz
......../
kim inanır bu yalana
hala
ilk gün gibi
birbirimizin yüreğinde
AŞK denen şeyiz biz
evren yeniden doğum yapar
değişir de herşey
öylece kalırız biz
@/yörük
25.07.2008 bir gece vakti
denizli