Annesi kayıp bir bulut durmadan ağlıyordu
limon ağacına kuş konmuştu, ötüyordu habire
bir pencereden bakıyordu minik sardunya, tasasız seyrederken serçeyi
ah çekiyordu çocuk
ter içindeydi kirpikleri hayallerine batarken
ayağa kalktı sokak kedisi miyavladıkça kaçırdı sinekleri
sahipsiz bir güneş süzülüyordu gökyüzünden
ve durmaksızın kaçıyordu
aşk,
aşkın içinden
avuçlarına düşüyordu yakalanmak korkusu ve yanık düş kokusu saçlarına siniyordu
fidan, diyordu bahçevan, bu fidan nerede acaba
daha dün ellerimle dikmiştim toprağa
yemyeşildi ne güzel,oysa
bir kadın bakıyordu ardına
dokundukça anılara taş yağdırıyordu kabusları
uykusunda çocuk korkuyordu
haykıramıyordu bile anne anneciğim diye
fidanı buldum sonunda dedi bahçevan sevinç ile
gazete kağıdını kaptı koştu evine
haber etti çocuğa, annen annen fidan yaşıyormuş
bak işte bak ölmemiş , sadece sadece babandan kaçmış
sığınmış bir güneşe...
Nurcan TALAY
30.09.2011
Saat:17:20