Bedenim, ağırlaşan yüzünde bir karartı sevgilim.
Seni söylemekten lal , bitap düşmüş dilim.
Gölgenle oynaşır saçların.
O saçlar ki;
Gözlerimin ferini söndürdü.
Ahı gitmiş bir
aşkın küllerini satıyorsun bana.
Ama terk ederken yüzüme bile bakmıyorsun.
Günler bir biri ardına sıralanıyor.
Ben, beni bırakıp gittiğin günü yaşıyorum.
Şu takvimlerin zalimliği,
Şu kendini bilmez yalın yalnızlık,
İliklerimdeki sensizliğin hışırtıları sarıyor, her yanımı.
Geçip gidiyor günler şahanem, bir martının çığlığında.
Ne yem ne ekmek veriyorum oysa martılara.
Haberi yok seni sevdiğimi satırların.
Aylardır aynı kapalı oda.
Bir tek kitaplarım biliyor seni,
O da fısıldayışlarımla.
Şiirlerimin haberi yok senden.
Ellerimin haberi yok.
Gözlerse, kirpiklerinde kaldı
“Eflatun bir ölüm” istiyorum senden,
Kızıyorsun, bağırıyorsun.
Çekip giderken arkana bakıyorsun.
Yok um .
Ayaklarının altında kalmışsam şayet
Tekrar çiğniyorsun.
Cilveleşen ben değilim oysa ,sadece şiirler.
Doğru, seni unutturamayan dizeler.
Can havliyle çıkıyorum cama.
Nefesim kesilirken,
Buz gibi bir hava.
Yine seni hatırlatıyor bana.
Hatıran bir çift söz bana.
İskeleti kalmış
aşkımı sana bırakıyorum.
Aşk karanlıkta.
Deniz Pınar