Gamzelerimin uyumuşluğundan istifa eden gözlerim,
Geceye yakışan yaşlarını döküyordu takvim yapraklarının üzerine yine..
Gidenlerin gelmeyeceğini bilmek,kalbimi caydırmıyor du;
Dönme ihtimali olma olasılığından..
Hazan vaktinin bilmem kaçıncı hüznünden,
Kopup gelen aklımı anlamak zordu artık !
Sancıları tutan bir acının doğururken ilk dakikaları gibiydi,
Kanamalı ve sancılı !
Sevmek altı harfin yan yana gelmesinden oluşan koca bir yalanın beyaz rengi iken,
Aşk uzun bir hikayeydi..
Ya da sadece hayallerimden öte geçemediğim bir barikatın,
Engel teşkil eden unsuruydu..
Özlemlerin biriktiği delik cebimi unutup,
Yürürken yalnız sokaklarda düşürmüş olmam acımı ikiye katlıyordu ancak !
Anarşist olan aklımın senfonileri çoğu anlardan daha şuursuzdu..
Faşist bir vedası olan rüzgarın beni katletmesi an meselesiyken,
Ketumluluğumu bile öne süren bir dostun olmayacağı berbattı !
Nitekim;
Gecenin bana verdiği yetki ile karanlığımı ve ışığımı karı koca ilan ederken,
Yokluğunun canımı acıtması unutulmuyor du !
Ki; zaten ben seni sevdiğimi yokluğuna bile ezberlettim,
Ve ölümün gözlerindeki karanlığı öpmekten geçtiğini bilemeyeceksin !
Sen sana varan yolların tozuyla boğuşurken,
Bir tırtılın kelebek olması filmin sonuydu..
Çünkü
aşk;bir tırtılın kelebeğe dönüştüğü vakte kadardı..
Kelebek uçtu !
ELif YıLmaz