Sihirli ışıltının döngüsünde
Asılı duran düş ayazları
Gölgenin ardına sığınan zamanın
Geçip gitmiş akşamları
Akordeon nağmeleri dolar, her yere
Bir seremoni bahçelerde
Hanımeli selamlar akasya dallarını neşeyle
Ah! bahçelerin nazlı gülü zambaklar
Yüreklerde kıpraşır
aşk dolu dakikalar
...
Sineye tutunan
aşkların şiddeti
Hafif bir yelin eşliğinde savrulur gönüllere
Kimi naif, kimi zamanda şiddetlidir esintisi
Ah! yediverenlerin dizlerinin dibinde yaşanılan anlar
Yaseminler dallarda insanlar coşkuyla
aşkı arar
Kıpırtılar yükselirken kalplerden göğün en yükseğine
Aşk iklimsel bir sağanaktır ona gönül verene
Sevda dolusu akşamın koynuna sokuluveren sabahlar
Nice homurtulu sözcükleri dizine yatırıp ehlileştirir
Sabahın naziktir sevgi dolu elleri
Aydınlıkta avunur tüm aşıkların yüreği
Meçhul yanılgıların sahibidir şüpheci gözler
Kaybolur sabahın
aşk kokan ellerinde tüm dertli şarkılar
Söylenir fasıl dolu
aşk kokan melodiler
Sevdalar kanat takar yüreklere
Aşka hasret duyanların gözünün önünden akıp gider öylece
Tutamaz hoyrat gözlerle tenkit edenler
aşkın elini
Çıplak ayazlarda tüketir nefesini
Ah civelek nağmeler söyleten rüzgarın saçları
Yürüsem yürüsem dönmesem geri
Yeniden yakalasam sevdanın ince zarif ellerini
Mağrur bakışlarında arasam sevda meltemlerini
Öpsem sarılsam tutsam ellerimde çeksem içime az daha
Yürüsem yeniden hanımeli kokusunda sarhoş olmuş yollarda
Akasya dalları kucaklasa akşamlarımı
Bir iğde ağacının altında yakalasam sevdanın alevden varlığını
Alsam özüme, çeksem nefesime, sarsam koynuma
Sevdadan kanatlarla geçmişin izlerine uçsam
...
Ve
Kaybolsam yeniden akşamlarda
Aşk kokusunda uyansam...
Maide Özgüç