Aşk ufak ufak yoklar gönül kıyılarını
Önce hiç çaktırmadan açar kalbin kapılarını
Sonra öyle bir yerleşir ki oraya çıkarabilene
aşk olsun
Çektirir kurbanına dünyanın en büyük acılarını
Aşkın pençesi dağladıkça göğsün içini
Âşık bulamaz artık kendinde kurtulma gücünü
Artık sevgiliden b
aşka gözü bir şeyi görmez
Aşk bıraktırır krallara tahtını tacını
Aşk öyle bir dolar ki ellerini kurbanına
Onu bilinmedik uçurumlara sürükler
Sevenler azap deryasında savrulurken bir o yana bir bu yana
Daha nice acılar pusularda onları bekler
Ben korkuyorum yine âşık olmaktan
Yalnızca seveyim derken felâketi bulmaktan
Gönüllü bir tutsak olarak
aşkın elinde
Hiç çıkamayacağım bir labirentte kalmaktan