Önce gereksizleri aldı
Sonra aklını kurcalayan cümleleri yazdı
Son kullanma tarihi çoktan geçmiş gazetelerin
kenarına
Bakışlarını yastığının ucuna iliştirdi
ve durdu
sustu
Düşündü...
Ne yapabilirdi?
Geçmişte yaptıklarından farklı.
Kafası allak bullaktı.
gitti
sönmüş lavanta tütsüsünün yerine yenisini taktı
Bitmiş sıgarasının yerine telafi niyetine
Dumanı tüten lavantayı ciğerinin taa derinliklerine çekti
bir iki öksürük çıkıvermişti
ağzından
Sonra dilini dolaştırdı
ağzının içinde
tadı hoşuna gitmişti lavantanın.
aşk gibi gelmişti ona.
yokluğunun telafisi olmuyordu
ama sadece yokluğunda
beliriveren acı
insanın içini dolduran , her hücresini
intiharın eşiğine getiren
ironik bir tad veriyordu.
varlığı değil yoklluğu bizi aşık ediyordu
aşkın
kötü olanda yokluğuna varmak için
varlığını çekmek zorunda kalıyorduk..