Hiç kimse
aşkları kolay sanmasın
Mecnun'u çöllere, düşüren de
aşk.
Aşkı tatmayan hiç, kimse kalmasın
Ham iken Yunus'u, pişiren de
aşk.
Bir acayip güç o; içten, derinden
İnsanı titretir her bir yerinden.
Âşığı alıp da rahat evinden
Ferhat'a dağları, aşıran da
aşk.
Öyle bir durum ki; karma karışık
Sevende sevilende buna alışık
Çoğu zaman küs, bazan barışık
Fuzuli'nin yolunu, şaşıran da
aşk.
Binlerce insanı yârinden edip
Onların eline silahlar verip
Aşılmaz dağları düze çevirip
Mehmet'i toprağa, düşüren de
aşk.
Sabrede sabrede gönül taş olur
İsyan eder bazan, bazan baş olur
Aşığın gözünde her dem yaş olur
İnsanın sabrını taşıran da
aşkO bir tek kelime, o bir tek hece
İnsanın içinden çıkmaz her gece
Cevabı olmayan zor bir bilmece
Âşığı
aşkından, geçiren de
aşk.
Cevabı bilinmez sorular gibi
İçine girilmez, korular gibi
Pavyondaki fettan, karılar gibi
Her gece Hayyam'ı, içiren de
aşk.
Bazen uhrevî bir amaç uğruna
Hançeri, kılıcı sokup bağrına
Cevap veren olmaz, bazan çağrına
Hasan'la Hüseyin'i, göçüren de
aşk.
Cennet'le Cehennem gelip gözüne
İnanarak Hak'kın Kutsal Sözü'ne
Son nefeste olsa, dönüp özüne
Mü'mini Sırat'tan, geçiren de
aşk.