Bu belimi bükende ne?
Şüphesiz etim kemiğimden çekiliyor
Elbet bir gün nihayete erecekti
Lakin o gün bugün değildi
O gün bugün değildi…
Bir tellal çıkarak dışarı
Bu acemi bir şairin mısraları diye bağırdı
Âşık sevgilisinin kulağına eğildi
Ben sana bu kadar
aşk olmasam
Sen asla sen, olamazdın
Bu beni köle yapar lakin seni…
Dedi ve ekledi
Bir gün daha ver bana
Her şey bir tesadüfse eğer
Sana söz tam yerinde dururuz ayrığın
Kalbine baktı
Boşluklar dedim
Bir
aşk kaç bedel öder? Dedi
Ben ne anlarım
Yüreklilere sor dedim
Günlerden akıl/sızım
Kalbim temize çekiyor insansızlığı
Beleş kâbuslar düşse de niyetime
Dev pencerelerden seyrediyorum karanlığı
Bin zahmet çekiyor defolu gülücükler
Gülücükler ki sana olan köleliğimden bihaber
Başlıyorum “Bismillah” soldan soldan silmeye
Ben sildikçe fethedilip düşüyor tüm efendiler
Öyleyse geri ver ruhumu o beni tekrar insan eder
“Sana kendimden bahşediyorum Ebeka” sakın kıpırdama!
Bu kıpırtılar ayrılığı kamçılar kalbimde bir bıçakla
Acıyan yanlarımı sağa çekiyorum
Çekiyorum ki
Kendimden habersiz olsun sızım
Ve sen derin gölgeler biriktiriyorsun itelendiğin yerde
Gölgeler ki dua satan faniler uzanır içlerinde
Velhasıl efendiler köle ölebiliyorsa bir
aşka
Yeryüzünün sesleri her zaman sonu mutlu biten masallar fısıldayamaz kulağımıza
Artık benimde, beni değiştirmeden ve üç cümleyi geçmeyen sohbetlerim var
O yüzden iki güne bir boylu boyunca sana uzanıyor kelimelerim
Bu seni değiştirir, sana iyi gelir demiştin
Ben zaten değişmeden dönüşüyorum karşında
Lakin aç değilim sadece susuyorum sana bakınca
Ki sana bakmak “acıyı tatmaktır” birazda
Aradan kaldırmaktır madde denen her şeyi
Bir kerede anla Ebeka
Hiçbir şeyin aynı yerde olmadığı bir sabaha uyandın
Çocukluğuna kadar çalınmıştı hayat
Kapı önünde ağlayan garip bir itirazdı eşikten ışıyan
Faydasız azametin içinde bir düşe kapı açtın sen
Muhtemelen
Yanına kalmayacak bir yanlışa yürümek için
Öyleyse bende durma Ebeka
Bir tek kapı önü gelişin kalsın aklımda