Adı ilk nurdu yeni yetmenin biri, kara gözlü
Yüzü Hz. İsa nın sihirli sözü, birazda nazlı
Ve ölmüş gönüller onu görünce, sizli bizli
‘Abı hayat' serpilmiş topraklarcasına diriliyordu
Bir ağustos sıcağıydı mevsimlerden yaz
Cehennemler kıskanırken Adanayı
Kara gözleri ak pınarlardı sanki
Çağlayanlarcasına gönüle savruluyordu
Hayaller kör ebe oynarken gönül turunda
Tanrının tecellisi el salladı ; ilknurunda
Dünlerin umudu ikinci bahar oldu yarında
Ve şeytan
aşk kirmeninde ihaneti eğiriyordu
Lenteranilerden baygındı Turdaki Musalar
Nasılda dile geldi gönüldeki bebek İsalar
Saklambaç oynayan Tanrıyı arayan gönüller
Bakire Meryem utanmışlığını sergiliyordu
Bir Cebrail üfürüşünde bakire gönlümün
Hamileliği; ‘Şemsin Kimyasını' andırıyordu
Gönül Kağbesinin Lat ve Uzza'ları
Kıbleleşmiş;‘yasak meyveler' doğuruyordu
Ten kocarmış, can taze, gönül aptal, nefis arsız;
Düş karışık, düşünce karışık; Sevgiye açız
Ey
aşk: Hâkim sensin, hüküm sen; Suçlu suçsuz
Aşkın mahkemesinde ‘yarsuadlar' yargılıyordu
Yarsuadım, itirafım
aşk; Kör olsun, sevmek suçum
Şakaklar aklaşmış, umutlar dünde, yarına göçüm
Mahkûmiyetim bir bakışlık saltanat; Bir gülüş ihtiyacım
Aşk mahkemesinin kararı: ‘kalp taşımak' suç, suç deniyordu