aşk, neyin nesisin sen abı.
aşk, masum muydun söylesene be abı.
ulen suretin olsa o kadar söylenecek lafım var ki yok işte.
aşk yoksa flu muydun?
bana bir açıklama göster,
bir kanıt,
bir rapor, ne bileyim bir şeyler göster işte.
aşk yoksa onca yaşanılan şey`lere bir bok anlam veremediğin için anlamsızlaştırıyorum seni belki de.
aşk biliyor musun onca şa(y)irin seni kaleme alıp da yazamadığı satırlarda,
sana ihtişamlı küfürler yağdırdığını biliyor musun?
onca yazılanlardan sonra sana klişe`li bir şeyli yazmak iltifat olabilir,
belki de bu yazılmamışlardan önce.
belki de
aşk`ı kaldırımın taşlarının arasındaydın.
bir ümit diye çırpınırdım ortalıkta.
belki de sallanan bir salıncağın tek başına yalnızca sallanmasında
kuşku duyabilirdim
aşk'ı.
bekli de köprü altında yatan çocuklar kadar,
belki de adaletsiz bir ülkenin kaldırım taşlarının altında yatan çocuklar kadar masum olabilirdi,
aşk!
Oğuz HIRACAN