aşk bir solukta bütün dünyanın dumanını ciğerine çekebilmektir
aşk soğuk bir kış sabahı kısa kollu yürüyebilmektir
aşk denize dalıp ıslanmamak,
balık gibi denizde uyuyabilmektir
aşk gece donsuz yatıp
sabaha cır cır olmadan kalkabilmektir
velhasıl
aşk kelebek kadar kısa ömürlü
maymun gibi gözü dötü dışarda olabilmektir
bahsedilince hüzünlenebilmek
gerektiğinde yalandan ağlayabilmektir
aşkaşk sımsıkı sarılırken sevdiğine
arkadan geçen fıstığı kesebilmek
telefon numaranısını eline yazabilmektir
aşk bir deryadır ki her güzel sığar
gökten güzel yağsa sağnak sağnak
bize düşer yine yaşlı bi bunak
aşk doğum gününde defolu pantalonu sevdiğine kakalayabilmektir
aşk hesabı sevdiğine ödetip Nataşanın kollarında geğirebilmektir
oyyy
aşk...
en ikiyüzlüsünden puşt olabilmektir
mezarda kapıya "meşgul -rahatsız etmeyin" diye yazıp
sorgu melaikelerini atlatabilmektir
sonra sırtına dayanan kızgın demire
aşkııım diye sarılıp uyyabilmektir.
demektedir bi arkadaş şiirinde fakat ben
aşk konusunda daha ABDALÎ düşünmektediyim Şöyle Ki ;
bir göle yansımış "
aşk" da göl denize dönüvermiş
göz yaşları akıp durmuş büyüyüp daşmış tepeden
bir mecnun görünce anı heves etmiş
aşk ehline,
demiş biz de aşık olak şol tepelerden bir daşak
aşk ehliyiz
gül demliyiz
aşk bizdedür
maşuk bizde
bir dağa yüklenmiş "
aşk" da dağ düzlere inivermiş
yolları sırtından atıp ova ova serilirmiş
bir derviş görünce anı kalbi düşmüş
aşk ehline
demiş biz de aşık olup ovalarda düzülürük
aşk ateşi
kalbde durur
ehl-i
aşkı
arar bulur