Rüzgârlı bir balkonun,
En ücra köşesindeyim şimdi.
Sonbaharın gelişini izliyorum,
Ağaçların dansını seyrediyor gözlerim.
Kelebekten kalma ufacık bir ömrü,
Ellerimde taşıyorum.
Güneş tepeden batıyor kalbime,
Yalnızlık kor gibi geçiyor içimden.
Üşüyorum…
Sensizim diyecek kadar gücüm kalmadı.
Aşk elini çekti mahremimden,
Merhem olamadı yaralarıma bu kent.
Kentimden ve kendimden uzak,
Sana yakın bir dildeyim.
Anlaşılmaz lügatının pençesinde,
Harflerle seni bulmaca oynuyorum.
Söyle sevgilim;
Senin lügatında
aşk kaç harfli?
Güncemi yokluyor kelimeler,
Adınla yok ediyorum kendimi.
Yokluktan var edilen bu dizeler,
Son vaziyetimden armağandır sana.
Cüzi hediyelerle avunur muydun sen?
Bu kadar ucuz olmasaydı
aşk.
Ergenlik bitti bende sevgilim,
Eskisi kadar deli değilim.
Geride kaldı şimdi o tutkular, heyecanlar,
Deli çağ beni terk edeli çok oldu.
Hiçbir yerde rastlamadım onlara,
Aramaktan vazgeçer oldum kendimi.
Şimdi bu kentte,
Adıma ve
aşkıma yakışır bir sela okunuyor.
Aşkın ölüm uykusundayım sevgilim,
Hadi uyandır beni Araf’ında.
Bedeninin huzur dolu köşesinde sakla,
Matemine al beni.
Adını haykırsın dudaklarım,
Adın; adım adım ilerlesin kalbimde.
Aşktan canım yandı benim,
Kaldırmasınlar cenazemi içinde.
Bırak beni öylece kalayım;
Daha fazla seversem seni namerdim.
Mühürlensin seni seviyorum lar dudağıma,
Anıtım üstüne ‘’and olsun’’ adın.
‘’Ruhun şad olsun’’ lar çınlasın kulağımda,
Kalbini titretsin şahsıma okunan her
‘’Fatiha’’.
Aşk öldü sevgilim.
Başın sağ olsuna gerek yok.
Beni diri diri gömdün ya,
Senin kalbin sağ olsun…
Alican Yıldırım /
Aşk Öldü
25.09.2011