Bıyığıma kır düştü, burnum hala havada,
Gelip de şu burnumu kırar isen
aşk olsun,
Dönülmez bir yoldayım sevda denen davada,
Mahpus kaldım, hatırım sorar isen
aşk olsun.
Hazanın gazeliydim, rüzgâr savurdu sana,
Hak'tan mı gelir bilmem
aşk denen şey insana,
Özlem sancılarında yangın düşmüş bu cana
Teninden su serpersen, sarar isen
aşk olsun.
Tutup da ellerimi düşer isen yollara,
Bedenini teslim et sana açık kollara,
Saçını ser sineme, yazık geçen yıllara,
Dağılsın o saçların, tarar isen
aşk olsun.
Düşmedim mi hiç, söyle, gecelerde düşüne,
Oysa hep dolanmışım yollarında peşine,
Beni düşürüp de şu
aşk denen ateşine,
Terk edip gittiğinde, anar isen
aşk olsun.
Bir buz dağı gibisin kimi zaman karşımda,
Kimi lezzeti sonsuz bir nimetsin aşımda,
İstemem, vefasız yar olacaksan başımda,
Razıyım, bir mum kadar yanar isen
aşk olsun.
Dizelerde sohbetim, sözcüklerde meramım,
Artıyor katlanarak sensiz demlerde gamım,
Arz-ı halim dizeler, işte budur encamım,
Ölmeden son bir kere arar isen
aşk olsun.
02.Eylül.2011 16.20