Aşk öyle bir şey;
Bir martının denize hasret yaşaması gibi
Belki hiçbir şey, ama herşey
Güle susayan bülbülün lal olması gibi
Niyetsiz tutulan oruç misali
Aç kalıp, tok kalmak gibi
Yarana tuz basılır bazen
Acılarla savrulmak, ama yinede
Sanki bir şey olmamış gibi yaşamak
Kırılan ışık damlalarıdır
Ellerine yansıyan
Vurgun olmak ayazına, kışına
Güneşin dağlarda yansıması gibi
Sabah güneşini beklemek
Aldırmadan geceye
Uykuları uyutup ama kendin uyumamak
Hayal âleminde dolaşmaktır
Yanında sevdiğin yoksa
Ona sarılır gibi düşlere sarılmak
Sesini duymayacağını bile onu sesini duyurmak
Rüyalarda vuslata ermek gibi
Gülüşünü eritmek buzdan köşklerde
Kanında dolaşan sevda hücreleri
Kana bulanmış sevgi sözcükleri gibi
Sayıklamak sevdiğinin ismini, duyma korkusundan uzak
Yalnızlığa inat etmek ve ondan kaçamamak
Aşk böyle bir şey
Kanamalı hasta gibi sevilenin yolunu beklemek
Onu içinden atmadan, atamadan
Çölde su arar gibi
Kokusunu aramak
Bulamadan, tatmadan nefes almak
Saçlarından dökülen iki tele kızıp
Ona yazdığın şiirleri yakmak gibi
Hayalinin gölgesine uzanıp
Yıldız gözlerine bakmak
Kendini bulmak gibi…
15.10.05
Hüseyin Özbay