seninle bankanın yanında buluşalım
herkes orada
birkaç bira içeriz
seni etkilemeye çalışırım
zaten sen de etkilenmeye gelmeyecek misin
dumanlanırsan eğer
yanlışlıkla elim eline değer
utanırız
susarız havadan sudan
havayı dağıtmak için
bir fıkra patlatırım
komik
ama senin bildiğinden emin olduğum
çok ama çok gülersen eğer
üstüme yıkıla yıkıla
ve birden susarsan
işte gelmiştir bilerek ve isteyerek öpüşmenin vakti
seninle sinemanın önünde buluşalım
tüm piyasa orada
elele gireriz hugh grant'ın salak filmine
ben sıkılırım
sen elindeki cipsi hışırdatırsın
ara ara güzel gözlerindeki ışıltıya aşık olduğumu düşünürüm
ışıklar yandığında
ben yüzümü topralayamadan daha
"sıkıldın seeennn" dersin
ben "yok canım ne alaka"
"sen yanımdaydın ya"
durumu idare etmek için
sonra birden susarız
işte gelmiştir birbirimizi düşünerek evlere dağılmanın
seni durağına kadar
ilişkinin devamında eve kadar bırakma vakti
seninle pizzacının önünde buluşalım
camia orada
beraber otururuz
sıkıldığımızdan değil
arkadaşlarla da olalım
sen talat'ın salak esprilerine gülersin
o tırmalayıcı kahkahanla
ben aşure'nin haşlanmış fasülye gözlerinde
ileriye dair
aşk ışığı ararım
birbirimizle konuşmayız pek
laf sokuştururuz birbirimize
sen küsersin
sivri dilim gururunu çizer inceden
akşam olur kar yağarken
durumu idare etmek için
hani aşık değil
ikiliyizdir ya sadece
seni "benimki" bilirler
beni de "seninki"
kime yakınsak diğerinin namı "öteki"
işte gelmiştir durağa gidene kadar
kavga etmenin vakti
seninle telefonda konuşalım
sen ara
ben açayım
önemli bir şey konuşmak istediğini
çok önemsiz bir
aşk üzerine
çok önemli kararlarını söyle
ağlaşalım
büyük aşıklar gibi
zorla ayırıyorlarmış gibi
salya
sümük
ara sıra hakaret de edelim
heyecan olur
ama sonunda mutlaka
idare etmek için
dost kalalım
işte gelmiştir artık bankanın önünde
senin talat'la benim aşure'yle buluşmamızın vakti
Kategoriler
